Afet Bölgesi için Tiny House’lar
Tiny House render görseli, Haos Design Architecture izniyle.
6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından acil bir barınma ihtiyacı ortaya çıktı. Depremzedelerin geçici olarak konaklayabilecekleri çadırlar, konteynerler hızlıca temin edilmeye çalışılırken Tiny House üretimleri yapan Haos Design Architecture firması, tedarikçilerinden ve sosyal medya takipçilerinden destek isteyerek bir gönüllülük projesi başlattı.
Bu proje kapsamında tedarikçilerin sağladığı malzemelerle mimarlar, iç mimarlar ve yapı ustaları başta olmak üzere farklı disiplinlerden gönüllü bir ekip tarafından üretilen 100 Tiny House deprem bölgesine gönderilecek.
Çalışmanın detaylarını Haos Design Architecture Kurucusu İç Mimar Zülal Çakıcı ile üretimlerin devam ettiği TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde konuştuk.
Burada herkes iyi bir niyet için bulunuyor ve canla başla çalışıyor.
Merhaba, öncelikle bize mevcut durum hakkında bilgi verir misiniz? Şu an çalışmanın kaçıncı günündesiniz, üretimde hangi aşamadasınız?
Başlangıçta kendimize “30 gün 100 ev” diye bir hedef koymuştuk. Bugün (24 Şubat) itibariyle 14. gündeyiz. 14 günde 60'tan fazla evin strüktürü tamamlandı, geri kalanların da kalıpları hazırlandı ve iskeletleri yarın itibariyle tamamlanacak. Her ev farklı bir aşamada; bir adımı tamamlayan diğer adıma geçiyor. O yüzden her an, her alanda çalışan ustalara ihtiyaç duyuyoruz.
Bir evin montajı kaç kişi gerektiriyor ve ne kadar süre alıyor?
1-2 gün içinde ev yapısal anlamda tamamlanabiliyor. Strüktürünü; OSB, taş yünü, lambri kaplamalarını, gece gündüz çalıştığımız için 2 günde bitirebiliyoruz. 7/24 çalışıyor olmasak bu kadar hızlı ilerleyemezdik. Ve tabii gönüllülerin çok ciddi bir enerjisi ve emeği var; para karşılığı yapılan bir işte bu kadar güzel bir sonuç alamazdık muhtemelen. Burada herkes iyi bir niyet için bulunuyor ve canla başla çalışıyor. 15-16 saat çalışan, artık eve gidip dinlenmeleri gerektiğini söyleyip durduğumuz kişiler var. “Bitirmeden gitmeyeceğim” diyorlar, aslında onların sayesinde bu kadar hızlı ilerleyebiliyoruz.
Tiny House organizasyon ekibi, Haos Design Architecture izniyle. |
Gönüllülerden bahsetmişken, sosyal medya üzerinden yaptığınız dayanışma çağrısına kimler yanıt verdi? Şu ana kadar kimlerden, nasıl destekler aldınız bahseder misiniz?
Şu an arka planda muhteşem bir ekip çalışıyor. İlk önce sosyal medyadan duyurdum projeyi, aynı gün iç mimarlardan oluşan bir arkadaş grubumla paylaştım. “Böyle bir şey yapmak istiyorum, sizlerin desteğine ihtiyacım var” dedim ve 30'a yakın mimar arkadaşım hemen destek vermek istedi. Herkes ertesi gün çalıştığı firmaları, sponsorları aramaya başladı. Şu anda operasyon ekibinde mimarlık, iç mimarlık öğrencileri ve profesyonelleri, kişisel gelişim uzmanı, çeşitli sektörlerden akademisyenler var. Sahada ise birçok farklı meslekten gönüllü var: doktorlar, öğretmenler, oyuncular, sinema sektöründen profesyoneller, arama kurtarma ekipleri, yoga eğitmenleri…
Depremzedeler kötü koşullarda yaşamayı hak etmiyor; bütün bunları vurgulamaktı amacım.
Küçük ev diyoruz ama bilmeyenler için boyutlarından, teknik özelliklerinden bahseder misiniz? Bir Tiny House’da kaç kişi barınabilir?
Şu aşamada, çok acil ihtiyaç duyulduğu için 13 metrelik bir tıra iki adet sığacak şekilde 6 metrelik, konteyner boyutlarında evler yaptık. Ama bu evler için konteyner kelimesini kullanmıyoruz, prefabrik de değiller. İçinde şu anda normal ebatlarda duşu, lavabosu, klozeti olan bir banyo; karşılıklı iki modülü olan bir dolap, ocak, lavabo, mini buzdolabı ve termosifon var. Gardırobu ve çocuklu ailelerin birlikte kullanabileceği geniş bir yatak alanı var. Sonraki 50 evde asma kat da olacak; yukarıda çocukların, aşağıda ebeveynlerin yatabileceği alanlar sağlanacak. Bu evlerde 6 kişiye kadar 3-4 çocuklu bir aile yaşayabilir.
Tiny House’ları yerleştireceğimiz alanda kendi kendine yetebilen ekolojik bir köy kurmayı hayal ediyoruz.
Kendine ait banyosunun, tuvaletinin olması büyük bir avantaj ama bir taraftan da alanda kanalizasyon sisteminin şu an çok büyük bir sorun olduğunu duyuyoruz. Burada o sorun nasıl çözülüyor?
Tiny House’ların giderleri direkt kanalizasyona bağlanacak. Ama bizim bu konuda daha büyük bir hayalimiz var; biraz daha büyük bir çerçeveden bakıyoruz resme. Tiny House’ları yerleştireceğimiz alanda kendi kendine yetebilen ekolojik bir köy kurmayı hayal ediyoruz. Diğer çadır kentlerin yakınında olmamasına, bu fırsata ulaşamayan insanları gücendirmemesine dikkat ediyor; herkesin hayatına dokunabileceğimizin mesajını vermek istiyoruz. Sistemler üzerine şu an çalışıyoruz ama gri suyun yeniden kullanılabileceği, atıkların gübreye dönüştürülebileceği, ekolojik tarım yapılabilecek, dışa bağımlılığı azalmış bir yaşam alanı kurmayı hayal ediyoruz.
Kurulumun yapılacağı alanın bir fay hattının üzerinde olmaması, arazisinin çok kurak ya da sulak olmaması gibi kriterlerimiz var.
Tiny House’ların afet bölgelerine dağıtımını hangi kurum aracılığıyla yapacaksınız? Evlerin kurulacağı alanı kim, hangi kriterler doğrultusunda belirliyor?
Deprem bölgelerinin valilikleriyle iletişimdeyiz. Kurulumun yapılacağı alanın bir fay hattının üzerinde olmaması, arazisinin çok kurak ya da sulak olmaması gibi kriterlerimiz var. Belki bu kulağa biraz şımarıklık gibi geliyor ama Türkiye'yi ve dünyayı güzelleştirmeye yönelik bir hayalin peşindeyiz. Yani afet sonrası bölgelerde hayatın tekrar, nasıl, ne kadar kurulabileceğini göstermeye çalıştığımız için bu bir örnek kent, örnek bir yaşam modeli olacak. Diğer 10 ilde de bu modeli çoğaltabilmeyi hayal ediyoruz.
Bu ilk 100 evi yerinden kaldırmadan, örnek olarak tutmayı planlıyoruz. Çünkü bulunduğu alanda kalkınmaya destek olacağına, istihdam sağlayacağına inanıyoruz.
Bu konutlar artık o bölgede ihtiyaç kalmadığı zaman ne olacak, başka bir afette yeniden kullanılabilir mi?
Yola çıkarken bu evlerin bundan sonraki afetlerde de kullanılmak üzere bizim denetimimizde, bakımlarının yapılıp kontrollerinin sağlanıp AFAD koordinasyonuyla saklanmasını düşünüyordum ki başka bir afet durumunda o bölgeye gönderebilelim. Ama bu proje vesilesiyle tanıdığım bir arkadaşımın hayali ile benim hayalimin birleşmesiyle ekolojik köy fikri ortaya çıktı.
Bu ilk 100 evi yerinden kaldırmadan, örnek olarak tutmayı planlıyoruz. Çünkü bulunduğu alanda kalkınmaya destek olacağına, istihdam sağlayacağına inanıyoruz. Şu an dükkânlar, fabrikalar kapalı, oradaki işçiler, hayvancılar, tarımla uğraşan insanlar yalnızca yakınlarını, evlerini kaybetmediler, yaşamlarını sürdürebilecekleri imkânları da kaybettiler. Bu yüzden, daha önce dediğim gibi resme büyük bir çerçeveden bakarak konuya yaklaşıyor, şu anda kesin olmamakla birlikte bu evleri yaşatmaya devam etmek istiyoruz.
İşçilik ihtiyacımız 7/24 devam ediyor. Özellikle gece çalışabilecek kişilere ihtiyacımız var.
İşçilik ve malzeme ihtiyacınız devam ediyor mu? Bir çağrınız varsa buradan duyurmak isteriz.
Malzeme ihtiyacımız büyük oranda bitmiş durumda. Yalnızca artık günlük olarak sarf malzeme ihtiyaçları ortaya çıkıyor; eldiven, vida, maske, tulum gibi. Günlük ihtiyaç çıktıkça listeyi mevcut bağışçılarımıza gönderiyoruz. Ama işçilik ihtiyacımız 7/24 devam ediyor. Özellikle gece çalışabilecek kişilere ihtiyacımız var. İnsanlar böyle afetlerden sonra ilk bir iki hafta çok heyecanlı ve yardım etmeye hevesli oluyorlar ama sonra herkes mecburen rutin hayatına dönmek zorunda kalıyor. Yaşananları unutmamamız gerektiğini ilk günden beri bastıra bastıra vurguluyorum. Şu an 15 gün gibi bir zamanımız kaldı ve bu 15 günü de aynı yoğunlukta, aynı dolulukta geçirmemiz lazım ki 100 ev hedefimizi bir ay içerisinde gerçekleştirerek evleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilelim. O yüzden kaynak yapabilecek ustalara, marangozlara, su ve elektrik tesisatçılarına, başka ara işleri yapabilecek gönüllülere ihtiyacımız var. Buraya “Matkap tutmayı bilmiyorum ama ne iş olsa/neye ihtiyaç varsa yaparım” diyerek gelen insanlar 3., 4. ev tamamlandıktan sonra ustalaşıyorlar. Burası bir okul, bir rehabilitasyon merkezi de oldu bir anlamda. Bizimle aynı amaçla, aynı hayalle çalışabilecek herkesi bekliyoruz diyebilirim.